Bir Başarı Hikayesi (Sacit Polat)
07 Kasım 2022

Kıymetli çalışanımız, kardeşimiz, hastanemizin incisi, arkadaşımız ve şefimiz:)
Burnu ile kullandığı bilgisayar bilgisini ve kariyerini nasıl ilerlettiğini gelin kendi ağzından dinleyelim,
“1990 yılında Kayseri’de doğdum. Küçük yaşlarda Selebral Palsi tanısı kondu. Rehabilitasyon merkezleri bu kadar yaygın değildi, evde kendi imkânlarımızla fizik tedaviye başladık. 7 yaşında gayet güzel geçen 1 haftanın ardından ilkokul öğretmenimin onayıyla 1. Sınıfa başladım. İlköğretim hayatım oldukça başarılı geçti. Yıllarca sınıf başkanlıkları yaptım, okulumu temsilen yapılan özel sınavlara, matematik olimpiyatlarına katıldım. 5. Sınıfta İl Geneli Şiir yarışmasında 2. oldum Bununla beraber yaş ilerledikçe ve muhatap olduğun insan sayısı arttıkça engellenme ihtimalin muhakkak artıyor. Belki engelli olduğumu hissettiğim ilk andı liseye geçişim;
Gayet yüksek bir puanla Lise Giriş Sınavını geçirdim –ki o zamanlarda Kayseri’nin en iyi Anadolu Liselerini tercih edecek puanım vardı- Fakat ben bilgisayar aşığı, mühendislik hayalleri kuran bir genç olarak o zaman beni bu hedefe ulaştıracağına inandığım “Bilgi Teknolojileri Lisesi”ni tercih ettim. Kayıt için gittiğimde okul müdürü “Lisede uygulamalı mesleki dersler verilmekte; tornavida, lehim makinesi vs kullanamayacağın için kaydını yapamam” dedi. Ve sonuçta kısmet olmadı.
Yine ilerleyen zamanlarda bilgisayar sertifikası için başvurduğum kurumda beni kabul edemeyeceklerini belirttiler. Israrlarımızın sonunda kaydımızı yaptılar, derslere başladığımda kursun gözde öğrencilerinden oldum. Kurs bitiminde hocamız benimle özellikle görüşüp; “Sacit ilk bakışta senin bu işi başaramayacağını, arkadaşlarının yaptıklarını görüp üzüleceğini düşündüm. Fakat sana haksızlık etmişim. Hakkını helal et.” diyerek samimi bir itirafta bulundu.
Bu tür durumlarda en önemli etken önyargılar olduğu kadar insanlara sunduğum görüntüydü. 2013 yılında memuriyete atandığım ilk dönemde oldukça pasif bir durumdaydım. Konuşmalarımı çoğu insan anlayamıyordu. Bilgisayar klavyesini tek parmağımda kullanıyordum –ki atanmadan önce burnumla filan kullanıyordum- Bilgisayar faresini masada değil yanıma koyduğum bel hizamdaki bir sandalyede kullanmaktaydım. İdareciler ilk aşamada zorluk yaşamamam adına oturmuş sistemi olan iş açısından pasif durumda olacağım bir birimde görevlendirdiler. Bu benim kurumu ve iş dünyasını tanımamı sağladı aynı zamanda itici güç olarak motivasyon kaynağı oldu. Yerimi bulmalı benim için uygun işi yapmalıydım.
1 ay gibi kısa bir zamandan sonra idarecimden beni Bilgi İşlem Birimine görevlendirmesini istedim. Uygun görüşünden sonra gerçek manada çalışma hayatım başladı. İlk başlarda basit hasta kayıt hatalarıyla ilgilenmeye başladım. Şansım o ki o dönem hastanenin HBYS yazılımı değişti, yeni yazılımı diğer arkadaşlarla beraber bende sıfırdan öğrendim. Bu aradaki açığı kapatmamı sağladı. Bunun bana verdiği özgüvenle insanlarla daha sık iletişim kurmaya, telefonlara cevap vermeye başladım. Günden güne konuşmamda, duruşumda, görünüşümde iyileşme devam etti.
Tabi bu gelişim tek yönlü olmadı hiçbir zaman. Atanmadan hemen önce gittiğim bilgisayar kursunda 2D grafik tasarım ve 3D modelleme programlarıyla tanıştım. Atandıktan sonra ilk maaşımla kendime akordeon aldım. Gerek müzik gerek görsel sanatlarla uğraşarak hem fiziksel hem ruhsal gelişimimi hep destekledim. Akordeon çalmanın parmak ve kol kaslarımın gelişmesinde ve kontrolünde oldukça faydası oldu.
Tasarım ise bana görüntünün ve reklamın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu öğretti. Ayakları yere basan güçlü dik bir duruş bütün engelleri yenebilmekte vesselam…”
Evet dostlar!
Bizde bugün hastanemizde kadrolu olan Sacit’i iyi bir transfer ile anlaştığı yazılım firmasına yolcu ettik!
Hedefleriniz büyük olabilir, asla pes etmeyin!
  • 258.jpg
  • 987.jpg